Ankara'ya egemen bir tepe üzerinde kurulun Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin başkenti olan Ankara’da kalenin hem savunma hem de yerleşim amaçlı kullanılması nedeni ile hemen hemen her dönemde bakım ve onarımının yapılması günümüze kadar ulaşma nedenlerinden biridir. Bu gün geçen yüzyıldan kalan Osmanlı evleri kalenin iç kısmında yer almaktadır. Kale duvarları 8-10 m. yüksekliğe kadar büyük blok taşlardan, üst kısımları ise tuğladan inşa edilmiştir. İç kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ile 16 m. arasında değişmektedir.
Ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte M.Ö. 2. yüzyılın başında Galatların Ankara'ya yerleşmeleri sırasında kalenin var olduğu bilinmektedir. Roma İmparatoru Caracalla, Anadolu seyahatinde Ankara'nın surları tamir edilmiştir. Roma döneminde kalenin surları bugünkü kaleden çok aşağıda, Augustus Tapınağı çevresinde bulunmaktaydı.
M.S. 620 de Sasani Hükümdarlarından Hüsrev'in Ankara'yı ele geçirerek tahrip etmesi ve 629 da mağlup edilerek buradan çıkarılması üzerine, Bizanslılar kaleyi yeniden onarmışlardır. İmparator II. Konstantinos dış kaleyi yaptırmış, İmparator III. Leon ise kale duvarlarını onartırken iç kale surlarını da yükselttirmiştir. I Alaeddin Keykubad kaleyi yeniden onartmış. 1249 da ise II. Keykavus kaleye yeni ilaveler yapmıştır. Osmanlılar döneminde zaman zaman onarılıp kalenin dış duvarları genişletilmiştir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin temelini oluşturan ve 1921 yılında Atatürk'ün telkinleriyle kurulan Eti Müzesi Ankara Kalesi’nin en yüksek burcunda Akkale’de kurulmuştur. 1948 yılına kadar Cumhuriyetimizin ilk müzesi olarak hizmet vermiştir.
KAYNAK: ANADOLU MEDENÄ°YETLER MÃœZESÄ°
FOTOÄžRAFLAR : EROL ÅžAÅžMAZ
ANKARA KALESİ –ALTINDAĞ -ANKARA Fotoğraf Galerisi